Parodi

Emre Karadağ | Parodi – Bunları da Kör’dü Türkiye

Emre Karadağ Parodi Bunları da Kör'dü Türkiye
Emre Karadağ | Parodi - Bunları da Kör'dü Türkiye

Emre Karadağ Parodi – Bunları da Kör’dü Türkiye kitabı ne anlatır? İşte şifreler ve çözümü…

Parodi, Türkiye siyasetini farklı bir açıyla işleyen, toplumdan farklı kesitler veren değişik ve çok keyifli bir kitap. Türkiye’nin neleri de gördüğü ya da göremediği, “Bunları da Kör’dü Türkiye” ifadesiyle net olarak vurgulanmıştır.

Kitabı okurken, neyle karşı karşıya olduğunuzu çok iyi bildiğinizi sanıyorsunuz ama sayfalar ilerledikçe, elinizde tuttuğunuz şeyin size çok daha fazlasını verdiğine ve sürprizlere tanıklık ediyorsunuz.

Emre Karadağ | Parodi – Bunları da Kör’dü Türkiye kitabını özel kılan nedir?

Şimdi ayrıntılı inceleme zamanı…

İpuçları ayrıntılarda gizlidir

Öncelikle, satır aralarında çok fazla mesaj içeren bir kitap olduğunu belirtelim. Eğer dikkatli bir okuyucu değilseniz, göndermelerin pek çoğunu kaçırabilirsiniz. Bunun en azından bir ölçüde önüne geçmek için epeyce dip not eklemiştir kitaba.

Şiirin tiyatroyla kusursuz bir uyum yakalayabileceğini Shakespeare’in eserlerinden biliyoruz. Üstünkörü bir okumayla sanıyorsunuz ki bu kitap da bir tür tiyatro, şiir. Yanılıyorsunuz! Birçok şeyin olduğu gibi, şiirin de tiyatronun da parodisi yapılmıştır eserde.

Peki, nedir bu parodi?

Kişileri karmaşık bir kitap

Basit bir ifadeyle söylersek, olayları ya da kişileri tiye alarak gülünçleştirmek, eleştirisini yapmak diyebiliriz; bir tiyatro terimidir.

Tiyatro demişken; başlarda, iki oyuncunun sahne aldığı bir tür oyun sandığınız kitabın hiç de öyle olmadığını sayfalar ilerledikçe anlıyorsunuz. Özellikle, Eylem bölümünde geçen şu ifade, her şeyin seyrini değiştiriyor:

“Konuşan sen misin, iç sesin mi, hatta yoksa ben mi, hiç belli değil ki! Hepsi, birbirine girdi.”

Daha sonraki bölümlerde de net bir şekilde göreceğimiz gibi, anlıyoruz ki anlatıcı da bu işin içinde ama yine yanılıyoruz çünkü üç karakter olduğu sanısı da doğru değil. Bir bakmışsınız, tek kişi oluyorlar, bir bakmışsınız, üçten çok daha fazlası; bazen hepsi aynı karakter olurken, bazen de kimin kim olduğu belirsiz. Yani, oyuncular birbirini eklemliyor, çoğaltıyor, birbirlerinden türüyorlar.

Bir yerden sonra işler öyle karışıyor ki örneğin Ziyaretçi, bilmemesi gereken bir olaydan bahsedip hem Refakatçi’yi hem de dikkatli okuyucuyu şaşırtabiliyor. Yanlışlık var galiba, derken, bunun da kitabın bir parçası olduğunu anlıyorsunuz. İşler karışıyor diyoruz ama bu, anlatımın karıştığı anlamına gelmiyor; tam aksine, her şey daha da eğlenceli bir hâl alıyor. Kendinizi kitabın akışına bırakıyorsunuz ve karakterleri takip etmeye çalışmıyorsunuz.

Teknik hataların itirafı

İyi bir okuyucu, kitapta bazı teknik hataların olduğunu düşünebilir.

Karakterlerin üslup benzerliği,

Yine karakterlerin kendilerini aşan ifadeleri,

Hemen her cümlenin amaç uğrunda bir araç olarak kullanılması,

İfade ve eylem tekrarları, bunlardan en belirgin olanları. İşte tam da bu noktada kitabı farklı kılan bir başka özellik daha devreye giriyor ve tüm bunların bilinçli olarak yapıldığı kitapta vurgulanıyor; bu da kurgunun bir parçası oluyor.

Edebî alıntılar şöleni

Büyük şairlerin en özel şiirlerinin bölümlerin akışı içinde bazı değişikliklerle yer bulması ve bütünlük oluşturması, Parodi‘yi farklı kılan ayrıntılardan.

Dünya edebiyatının ses getirmiş yapıtlarındaki bazı temaların ve alıntıların yeni bir bakış açısıyla işlenmesi de bir diğer farkı.

Hiciv eserlerindeki yapısal özellikler

Bir hiciv eseri olduğuna göre, bunda da bazı şifrelerin olduğu beklentisine giriyor insan. Hicivdeki dört temel ögenin;

Alegori,

Parodi,

Ütopya,

Ve toplumun bir yabancıya tanıtılarak eleştirilmesi ögelerinin işlenmesi de eserin edebi açıdan değerini arttırıyor.

Bulmacayı anımsatan bölümler

Şifrelerin, simgelerin, göndermelerin kitabı, Parodi. Sandalye, sopa, sıfır ve Müstebit İrtihal Tırı, bunlardan yalnızca bazıları.

Öte yandan, cinsiyet vurgusundan titizlikle kaçınılması ve “insan” kelimesinin kullanılması da çeşitli sebeplerden dolayı dikkati çekmesi gereken bir diğer ayrıntıdır.

Kendini eleştiren kitap

Eleştiri öyle abartılıyor ki Parodi bölümüyle Parodi içinde bir başka Parodi yaratıyor ve “yazan” kendisine de sataşıyor!

Yepyeni bir eser

Şiir içinde şiir, tiyatro içinde tiyatro, parodi içinde parodi olan; hani neredeyse, “şurada şu şiir türü var, burada ölçü kullanılmış, aman şu cümleye dikkat” diye uyarıda bulunan kaç tane kitap vardır ki!

Bu kitapla ilgili yazılacak daha çok fazla şey var ama bu kadarının da fena bir kılavuz olmayacağını düşünüyorum.

Sonuç mu?

Şüphesiz ki bambaşka bir kitap, Parodi – Bunları da Kör’dü Türkiye.

Sıra dışı bir deneyim için, Leylâ’ya Mektuplar Nasıl Okunmalı? yazımıza göz atmak, ilgili kitabı incelemek isteyebilirsiniz.

Emre KARADAG

Yorum Yap

Yorum göndermek için buraya tıklayın